Tüm insanlar hayatları boyunca çok çeşitli sınavlardan geçerler. Sınav zamanlarını genellikle insanlar 7 ile 30 yaşları arasında; özellikle okul, ehliyet, üniversite ve iş sınavlarıyla yaşarlar. Ancak çok daha önceleri de küçük sınav ve denemeler; misafirlerin ilk kelimeleri duymak istemeleri, ilk adımları görmek istemeleri ile başlamaktadır. Daha sonra ise, şiir okumaları, haftalarca yapılan eğitim ve hazırlık sonrasındaki tiyatro oyunları ya da spor müsabakaları ortaya çıkmaktadır. Bu arada sınıflardaki sözlü ve yazılı sınavlar ile sınıf önündeki takdimleri de unutmamak gerekir.
Almanya’da Münster Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, üniversite öğrencilerinin %20’sinin sınav korkusu yaşadıkları bulunmuştur. Sıklıkla öğrenciler sınav korkusu nedeniyle ya da sınavlara en iyi nasıl hazırlanmaları gerektiğini bilmediklerinden, sınavlara katılmayı ertelemektedirler.
Ancak orta yaşlara gelindiğinde de sınavlar bitmiş değildir. Bir firmada terfi ederken, başarıya ulaşmaya çalışırken, topluluk önünde konuşurken ya da toplantılara katılırken de benzer sınav kaygı ve korkularını yaşarız.
Sayılan bütün bu durumlarda, bir değerlendirme söz konusudur. Aslında insanın yalnız başına iken yapabildiği işleri, bir rekabet ve yarışma koşulu içinde önemli kişiler karşısında da göstermesi ve performansının değerlendirilmesi gerekmektedir. Aşağıda bilgi ve becerinin sorgulandığı sınav koşullarında ortaya çıkan sınav korkusu ya da kaygısı ele alınacaktır. Burada tartışılan sorun ve korkular, tabii ki, diğer koşullara da aktarılabilir.
Sınav Korkusu Kendini Nasıl Gösterir?
Sınav korkusu genelde sınavın hemen öncesinde veya sınav sırasında direk ortaya çıkmaz. Sıklıkla adayları çok daha önceden etkilemeye ve engellemeye başlar. Sınav korkusunun belirtileri çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir: Sıklıkla sınava başvuru sonrası ortaya genel bir gerginlik tablosu çıkar. Adaylar daha kötü uyumaya, korkulu rüyalar görmeye ve korkutucu düşüncelere sahip olmaya başlarlar.
Duygusal açıdan; korku ve çaresizlik, teslimiyet, ümitsizlik ve depresif bir tablo ortaya çıkar. Sınavı bilinçsizce engellemeye yönelik davranışların ortaya çıkması, hazırlık çalışmasının sınavdan kaçınmanın mümkün olamayacağı son noktaya kadar ertelenmesi genellikle sınav korkusunun ortaya çıkardığı ve sınav başarısını olumsuz etkileyen faktörlerdir. Yaklaşmakta olan sınav ile ilgili olan olumsuz ve negatif düşünceler aynı zamanda kişilerde bir takım bedensel istenmeyen belirtilerin de oluşmasına yol açmaktadır. Bunlar; kalp çarpıntısı, baş dönmesi, terleme, karın ağrısı, mide bulantısı, ishal veya kabızlık, ellerde ve ayaklarda titreme, ellerde ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşma, nefes alış verişindeki artış, vb. örnek olarak verilebilir.
Araştırmalar göstermiştir ki; bir dereceye kadar stres ve gerginlik, bizim performansımızı arttırmaktadır. Ancak bu gerilim ve stres düzeyi kaldırabileceğimiz düzeyden daha yüksek olmamalıdır, aksi taktirde ters bir etki oluşturarak, konsantrasyonumuzu azaltmakta ve performansımızı düşürmektedir. Burada hedef, gerginliğin belirli bir seviyede sabit tutulmaya çalışılmasıdır.
Sınav Korkusunun Nedenleri
Çocukluk çağı ve ergenlik dönemi eğitim ve yetiştirme tarzı elbette ki insanların sahip olacağı özgüvenin oluşmasında belirleyici bir etkinliğe sahiptir. Kendine güveni az ve başarıya ulaşma hissini kendinde bulamayan bireyler, elbette sınavlar karşısında korkuya kapılacak, kendilerini güvende hissedemeyecektir. Sınav korkusunu arttıran diğer nedenler; kötü öğrenme ve sınav hazırlığı stratejileri, stres ve problemlerle baş edebilme becerisindeki eksiklik, sınavlarla ilgili daha önceki negatif deneyimler, sınav sonucuna ilişkin çok yüksek beklentiler, genel korku hali ve korku eğiliminin olması, kötü bir sınav hazırlığı, eksik bilgi ve deneyim ile sonucunda ulaşılan kötü performans olarak sıralanabilir.
Eğer sınava hazırlık sürecinde veya sınav zamanında kötü yaşam koşulları oluşmuşsa (hastalık, mesleki veya günlük stres, vb.) gerginlik ve buna bağlı sınav korkusunu da arttıracaktır.
Korku ve başarısız olma endişesi yanında, başarıdan duyulan korku veya başarının devamına ilişkin endişeler de sınav korkusunun oluşması ve yükselmesinde rol oynar. Genellikle büyük sınavlardan sonra (ÖSS sınavı, okul veya tez bitirme, yükselme sınavları, iş görüşmeleri veya sınavları) özel, mesleki veya akademik hayatımıza ilişkin değişiklikler meydana çıkar. Bu durumda yaşadığımız hayat biçimi kesintiye uğrar ve geleceğe ilişkin bir belirsizlik ve bilinmezlik ortaya çıkar. Belki sınav başarısı taşınma, aileden uzaklaşma, yalnız yaşama, zor koşullar altına girme gibi, bireyleri yaşadıkları alışılmış sosyal çevre, arkadaşlar ve aileden uzaklaştıracak sonuçlara yol açabilecektir. Bu koşullarda sınav korkusu arka plandaki gerçekten farklı korkular için bir maske oluşturacaktır.
Çözüm Yolları
Sınav korkusu ile baş etmek için, nedenler ve ortaya çıkaran faktörlerin hepsinin göz önünde tutulması gerekir. Bunlar;
Yüksek gerilim ve stres düzeyinin azaltılması
İstek ve performans düşüncelerinin değiştirilmesi
Sınav ve tedbirlerin ayrıştırılması,
Uygun olmayan çevre koşullarının iyileştirilmesi
Felaket fantezilerinin cesaret verici ve korkuyu azaltıcı düşüncelerle değiştirilmesi
Daha önceki üzücü sınav deneyimlerinin oluşturduğu korku ile baş etme
Mümkün olabilecek sınav sonucunun mantıklı ve gerçekçi analizi
Çalışma ve hazırlanma tekniklerinin iyileştirilmesi
Yeni öğrenme stratejileri
Sınav sonuçları ile sınav sonraki zamanın birbirinden ayrıştırılması
SINAV KAYGISI TEDAVİSİ
Yukarıda önerdiğimiz tüm uygulamaları yapmanıza rağmen hala sınavla ilgili yoğun kaygılarınız varsa ve bu kaygılar sizi deneme sınavlarında ya da gerçek sınavlarda başarınızda kayıplar yaratıyorsa veya siz gerçek bir sınavda başarınızda ciddi bir düşme olacağını düşünüyorsanız bir yardıma ihtiyacınız olabilir. Sınav kaygısıyla ağırlıklı olarak EMDR (Göz Hareketleri ile Sistematik Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) tekniğiyle çalışıyoruz. Bu teknik hem geçmişteki başarısızlığa dair algıları, olumsuz düşünceleri ortaya çıkarıyor hem de gelecek projeksiyonu ile ilerdeki sınavlara bir hazırlık yapmamızı sağlıyor. Ortalama 8-10 seans arasında kişi istenen noktaya çoğu zaman ulaşmaktadır.