Baş ağrısı nüfusun büyük bir çoğunluğunun yaşamını olumsuz şekilde etkileyen yaygın bir klinik durumdur. Baş ağrılarının en yaygın görülen iki tipi migren ve gerilim tipi baş ağrısıdır. Bunlar, iş, aile, okul, sosyal hayat gibi yaşamın pek çok alanındaki işlevselliğin düşmesine neden olarak, yaşam kalitesini azaltmaktadır. Buna ek olarak baş ağrısı yaşayan kişilerde, sıklıkla depresyon ve kaygı gibi psikolojik sorunların ortaya çıktığı görülmektedir.
Türkiye’de kronik baş ağrısı, erkeklerin yüzde 10’unda, kadınların ise yüzde 22’sinde görülmekte ve bireyin hem yaşam kalitesini düşürmekte hem de ciddi anlamda işgücü kaybına neden olmaktadır. İlaç tedavileri, baş ağrılarının azaltılması ve engellenmesinde, sadece geçici bir rahatlama sağlamaktadır. Bazı hastalar ömür boyu ilaç kullanmakta, hamileler ve emziren anneler gibi bazıları ise hiç ilaç kullanamamakta ve bu ağrıyla yaşamak zorunda kalmaktadır.
Baş ağrısı sorunu çekenlerle görüşüldüğünde, baş ağrılarının travmatik ya da stres verici bir yaşam olayının ardından başladığını ve sonrasında da tetiklendiğini ifade etmekteler.
Kronik Baş Ağrısı/Migren Tedavisi
Öncelikli olarak danışanın daha önce görüşülmemiş ise mutlaka bir nörologla görüşmesini ve nörolojik bir muayeneden geçerek sorunun kaynağının nörolojik olup olmadığını tespit etmesini istiyoruz. Eğer nörolojik açıdan bir sorunu olmadığı tespit edilmişse EMDR seanslarına başlıyoruz. Ortalama olarak tedavi süresi haftada 1,5 saatlik görüşmelerle 8-12 hafta sürmektedir.
Neden EMDR?
EMDR tekniği Amerikalı Psikolog Steven Marcus tarafından migren hastalarıyla çalışılacak şekilde tekrar uyarlanmıştır. Türkiye’deki ilk eğitimini 2008 yılında veren Psikiyatrist Steven Marcus, ülkemizde bu eğitimi alan EMDR terapistleri için de migren hastalarıyla çalışma yapma olanağı sağlamıştır.
Ülkemizde Konuk’un yaptığı araştırmaya göre; migren hastalarıyla ortalama 8-12 EMDR seansı sonrası ,hastaların tedavi öncesi kullandıkları ağrı kesici sayısının ayda ortalama 140 olduğu, bu rakamın üç ayda 20 adede, hastanelerin acil servislerine gitme sayısının ise ortalama 24’ten 3’e düştüğü görülmüştür.